news-details

PPK toplantısı bekleniyor

Son yedi toplantısında faiz oranlarında toplam 1425 baz puan indirim yapan TCMB ise Nisan ayı toplantısını bugün gerçekleştirecek. Son toplantı sonrasında yayımlanan metinde mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla uyumunu koruduğu yönündeki cümlesine yer vermeyen TCMB böylece enflasyon trendindeki ve beklentilerindeki iyileşmeleri politika faizine yansıtmaya devam edeceğinin sinyalini vermişti. Yıl sonu enflasyon beklentilerinin %10’un altında seyretmesinin yanında Mart ayında TÜFE’nin %12’nin altına indiğini düşünürsek indiriminin önünde enflasyon tarafında önemli bir engel görünmüyor. Bu noktada ortalama piyasa beklentisi de faizlerde 50 baz puanlık bir indirime gidileceği yönünde. Ancak son toplantıdan bu yana TL’nin belirgin şekilde değer kaybetmiş olması ve Türkiye’nin 5 yıllık CDS priminin 600 baz puanı aşması daha temkinli bir adım da atılabileceğine işaret ediyor.

BEKLENTİLERİMİZ

Borsa İstanbul 100 binden uzaklaşmamaya çalışıyor. Petrol fiyatlarındaki baskının piyasaların geneline yayılması ile borsaların küresel çapta güç kaybettiğini görüyoruz. Ancak piyasaların asıl satın aldığı konunun özellikle ABD ve Almanya’da gördüğümüz ekonomilerin yeniden açılması yönündeki çabalar ve üçüncü çeyrekten itibaren makroekonomik verilerin yeniden toparlanmaya başlayacağına yönelik beklentiler olduğunu düşünürsek geri çekilmelerin şimdilik büyük resimde önemli bir bozulmaya yol açtığını söylemek zor. Bu noktada, teknik açıdan bakıldığında ise BIST-100 endeksinde geri çekilmeler 95.500’ün üzerinde karşılandıkça yukarı yönlü denemelerin devam edeceğini düşünüyoruz. Öte yandan Borsa İstanbul’da bugün TAV ile başlayacak olan bilanço sezonu 9 Haziran’a kadar sürecek.

Daralan risk iştahı parite üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Petrol fiyatlarındaki geri çekilmenin küresel risk iştahına yaptığı negatif etki dolara yönelimi desteklerken bu durum paritenin 1,09’un altında kalmaya devam etmesine neden oluyor.  Öte yandan dün açıklanan ZEW endeksinde ise finansal piyasaların tünelin ucundaki ışığı görmesine karşın ekonomik üretimin korona virüs öncesi seviyelere dönmesinin 2022’den önce beklenmediğinin vurgulanması Euro Bölgesi’nde toparlanmanın oldukça uzun sürebileceğini gösteriyor. Bu tablo ise kısa vadede EUR lehine bir görüş oluşturmamızı oldukça zorlaştırıyor.

TL PPK toplantısı öncesinde 6,98’in üzerinde. Bugün PPK toplantısında atılacak adımların TL’nin performansı açısından büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. Öyle ki, yukarı yönlü riskler canlı kalmaya devam ederken TCMB’nin piyasa beklentisini de aşarak reel faizi daha da daraltması durumunda TL üzerindeki baskının belirginleştiğini görebiliriz. Bu noktada büyük ölçekli bir indirim halihazırda reel faiz desteğinden yoksun olan TL’nin özellikle riskten kaçışın hızlandığı dönemlerde kırılganlığını artırabileceği için toplantı saatine kadar kurun sergileyeceği performansın da olası bir indirimin büyüklüğünde belirleyici olacağını düşünüyoruz.

Hazine borçlanma hedefini şimdiden aştı. Nisan ayında 20,6 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık toplam 30 milyar TL’lik iç borçlanma yapmayı planlayan Hazine ayın başında 14 ay vadeli kuponsuz, 8 yıl vadeli TÜFE’ye endeksli tahvil ve 3 yıl vadeli TLREF’e endeksli tahvillerin yeniden ihracını düzenlemişti. Söz konusu ihalelere 5 yıl vadeli TÜFE’ye endeksli kira sertifikasının doğrudan satışı da eklendiğinde toplam borçlanma tutarı 20,3 milyar TL olmuştu. Hazine dün ise 3 yıl vadeli TÜFE’ye endeksli tahvilin yeniden ihracını gerçekleştirirken ROT dahil toplam borçlanma tutarı 11,2 milyar TL oldu. İhale programı gelecek hafta düzenlenecek olan üç devlet tahvili ve bir kira sertifikası ihracı ile son bulacak.

Ons altın 1680 doların üzerinde tutunuyor. Petrol fiyatlarındaki geri çekilmenin hisse senetleri başta olmak üzere varlık fiyatlarına negatif yansıması ve yatırımcıların nakit pozisyona dönmeyi tercih etmesi ile altın fiyatlarında baskı oluştuğunu görüyoruz. Diğer taraftan kısa vadeli göstergelerdeki bozulma da altın fiyatlarında aşağı yönlü risk yaratıyor. Ancak negatif sinyallere karşın artan güvenli liman ihtiyacı altının ons fiyatının 1680 dolardan çok fazla uzaklaşmamasını sağlıyor. Bu seviye ve sonrasında 1670 doların kırılması durumunda ise altın üzerindeki baskının artmasını bekleriz.


Kaynak:ÜNLÜ Menkul
Hibya Haber Ajansı