news-details

Boğaziçi’nden tarıma dijital dokunuş

Boğaziçi Üniversitesi, Harran Üniversitesi ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ortaklığı ile Türkiye’de tarımın dijitalleşmesi için yeni bir proje hayata geçiyor. Projeyle, Şanlıurfa Harran Ovası’nda bulunan üretici arazisinde gerçekleştirilen çalışmada teknoloji kullanımı ile tarım dijitalleştiriliyor. Aralık 2019’da başlayan projeyle 10 dönümlük tarım arazisinde pamuk ekimi tamamlanırken, dijital ekipmanların kurulumu yapılarak veri toplama süreci başladı. Projede hedef, kaynakların korunarak, pamuk üretimindeki verimliliğin yüzde 20'ye kadar artırılması.

Boğaziçi ve Harran Üniversitesi akademisyenleri, geliştirdikleri “Nesnelerin İnterneti Vasıtasıyla Sürdürülebilir Tarımsal Üretimde Kaynak Etkinliği Ve Verim Artışı Sağlanmasının Ekonomik Ve Çevresel Etkileri” başlıklı disiplinlerarası projeyle dünyadaki dijital tarım konseptine öncülük edecek ve Türk tarımına yön verecek çalışmaları tamamlamayı hedefliyor. GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın desteği ile hayata geçen bu proje kapsamında, Şanlıurfa Harran Ovası’nda pamuk üretiminin birçok farklı evresi dijitalleştirildi. Deneme arazisinde kurulan iklim istasyonu ve tarla sensörleri ile, anlık olarak elde edilen veriler kullanılarak, Harran Üniversitesi’nde uzman akademisyenleri ile ortak geliştirilen yazılım ve teknolojiler sayesinde girdilerin optimizasyonu mayıs’ta sağlanmaya başlandı.

Böylelikle aşırı su, gübre ve ilaç kullanımının önüne geçilirken, bölge için çok önemli bir ürün olan pamukta çevreye daha az zarar veren ve yüzde 20’ye kadar daha verimli üretimin yapılabilmesi hedefleniyor. Projenin destekçileri arasında Türkiye İş Bankası, Vodafone, tarım teknolojileri şirketleri METOS Türkiye ve tarla.io ile Türk Traktör de yer alıyor.

VERİMLİLİKTE HEDEF YÜZDE 20

Tarım ekonomisi çalışmalarıyla tanınan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Özertan, tarımda dijital teknolojilerin kullanılmasının önemine dikkat çekiyor. Prof. Dr. Özertan, pamuğun sadece bölge değil, Türkiye için önemli bir ürün olduğunu belirterek, “Ancak Harran Ovası’nda özellikle pamuk üretiminde aşırı su, gübre ve tarım ilacı kullanıldığını görüyoruz. Bu durum tarımdaki verimliliği ciddi boyutta etkiliyor. Yeni proje kapsamında sensörler, iklim istasyonu, drone ve uydu bilgileriyle, tarım arazisinde iklim, toprak, su gibi unsurlar takip ediliyor ve bunlar veriye dönüştürülüyor. Yani tarım yeni teknolojilerle dijitalleştiriliyor. Bu sayede önemli bir tarım ürünü olan pamukta üretim, sürdürülebilir dijital yollarla artırılmış olacak. Verimlilikte hedefimiz yüzde 20” bilgisini veriyor.

AN BE AN TAKİP

Proje kapsamında 10 dönümlük tarım arazisine mayıs ayında pamuk ekimi yapıldı, dijital ekipmanların kurulumu tamamlandı ve veri merkezi işler hale getirildi. Projenin ortağı Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri tarafından mayıs ayının başında yapılan pamuk ekiminin ardından kurulan iklim istasyonu ve sensörler aracılığıyla hasatın yapılacağı eylüle kadar arazi takip edilecek. Takip eden aşamada ise hasat edilen pamuğun çırçır fabrikasına kadar olan yolculuğu da teknoloji vasıtasıyla incelenecek.

Boğaziçi ve Harran Üniversitesi’nden uzmanlar verilerin analizi sonucu farklı alanlarda da kullanılabilecek modern tarım teknolojileri geliştirmeyi hedefleyen dijital bir yol haritası tasarlayacak.

Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümünden Doç. Dr. Aslı Deniz Helvacıoğlu, projenin yenilikçi yönüne dikkat çekiyor. Doç. Dr. Helvacıoğlu’na göre proje tarımda dijitalleşme konusunda Türkiye’de atılan en önemli adımlardan biri. Helvacıoğlu, “Dünyada özellikle Hollanda ve ABD’de benzer çalışmalar var. Ancak Türkiye’de bu ölçekte ve detayda, tarımda dijitalleşmenin öne çıktığı, inovatif bir proje henüz hayata geçmedi. Elde edilecek veriler, bize tarımda verimin artırılması ve aşırı kimyasal kullanımların önüne geçilmesi için önemli bilgiler sağlayacak. Böylelikle bölgedeki diğer çiftçilere de uygulayabilecekleri yeni bir model sunmuş olacağız. Bölgede pamukta verimin artması, ekonomik gelişimle birlikte, bölgedeki insanın da refahının daha iyi bir düzeye gelmesi çok önemli. Bu nedenle işin yenilikçi yönü kadar, projenin ekonomik ve çevresel katkıları da bizi heyecanlandırıyor’’ diyor.

TARIMDA DİJİTALLEŞME EKONOMİYE KATKI

Prof. Dr. Gökhan Özertan’ın da katkı sağladığı; Mart’ta yayınlanan ‘TÜSİAD Tarım ve Gıda 2020 Sürdürülebilir Büyüme Bağlamında Tarım ve Gıda Sektörünün Analizi’ raporu, tarımda dijitalleşmenin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) üzerindeki etkisini de inceliyor. Rapora göre Türkiye’de tarımın katma değeri 1980’lerden 2010’a kadar artarak 70 milyar dolar seviyesine ulaştı. Ancak 2010’dan 2018’e tarımın ekonomiye katkısı 44 milyar dolara geriledi. Raporda, tarımda dijitalleşmenin katma değerdeki artışa etkisine vurgu yapılarak, “Dijitalleşme üretim aktivitesini daha sistematik hale getirmekte; üretici ve tedarikçileri yeni pazarlarla bağlantılandırarak ticaret saikini artırıyor. Kamunun gözetim kapasitesini de artırarak kalite standartlarına uymayı teşvik eden bir yapı oluşturuyor. Böylelikle tarım ve gıda sistemi, tüketicilerin ihtiyacını daha etkin biçimde karşılayan, verimli, esnek, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir yapıya doğru evriliyor” ifadeleri yer alıyor.

Hibya Haber Ajansı